22 Temmuz 2015 Çarşamba

THE BODY SHOP KENEVİR EL VE AYAK KREMİ

Yıllar önce bir kış, ellerimin üzeri nasıl kurumuştu anlatamam. Kuruluktan yaralar çıkmaya başlamıştı, elimin üstü minik kırmızı yarıklarla kaplanmıştı. Sıradan el kremlerinin (nivea, arka, neutrogena, vs) envai çeşit serisini edinmiştim ama bir türlü şifa bulamıyordum.
 
Bir gün Body Shop mağasına girip el kremi sordum. Satıcı bayan bana bu Kenevirli el kremini çok methetti. Hatta doktorların bile bunu önerdiğini söyledi. O gün bugündür vazgeçilmezim oldu.
 
El kremindeki başarısına istinaden, kurulukta ve çatlamalarda sınır tanımayan ayaklarıma da bu serinin ayak kremini kullanmaya başladım.
 
İkisinden de inanılmaz memnunum. Bazen egzamamsı pütürcükler oluştuğunda bile ilaç gibi geliyor, çok etkili. Tek ve kesin çözüm. Şiddetle tavsiye ederim.
 
Ancak bu kremlerin kokusu pek hoş değil. Garip bir kokusu var, mis gibi değil yani. Ama kokusundan dolayı bir rahatsızlık hissetmiyorum. Sürdükten sonra o koku kaybolup gidiyor.
 
İnce yapılı bir kremde değil. İnce yapılılar hiç etki etmiyor zaten.  
 
Bilen biliyor bu kremi ki, çoğunlukla kalmamış oluyor. Geldiğinde de hemen bitiyor. Alışveriş sitelerinde çıkan The Body Shop satışalarında da ya bu ürün hiç olmuyor, ya da hemen tükenmiş oluyor.

Şu an itibariye The Body Shop'un kendi web sitesinde (tıklayın) bunun el kremi görünmüyor. Ama birkaç hafta önce ben mağazadan almıştım. En çok satanlar kategorisinde yer alıyor.

CIVIL CIVIL PUANI: ARTI İKİ

21 Temmuz 2015 Salı

AKNE VE YAĞLI CİLT PROBLEMİNİN ÇÖZÜMÜ: KIRMIZI REİJİ MANTARLI KEÇİ SÜTLÜ SABUN

Merhabalar...

Başlıkta da belirttiğim gibi yüzümdeki akne sorunundan GanoSoap diye bilinen, kırmızı reiji mantarlı, keçi sütlü sabunla kurtuldum. Maalesef ki bu ürün grubu, hiç güven telkin etmeyen bir saadet zinciri mantığıyla (network marketing) satılıyor. Temin etmek isterken kendimi ürün satışı yapıp para kazanma derdinde olan bir pazarlamacı karakterinde görmek istemiyorum. Tesadüf eseri elime ulaştı diyebilirim. Yüz temizleyici olarak kış ortasından beri bu sabunu kullanıyorum sabah-akşam. Sivilcelerimden eser kalmadı, hatta sivilce mücadelesi ürünleri elimde kaldı diyebilirim.:) Bir ara yüzüm alıştı sanırım, yağlanma sorunu tekrar baş gösteriyordu ki tekrar Body Shop Yeşil Çaylı- La Roche Effaclar ikilisine kısa bir geçiş yapıp, geri geldim. (Body Shop Çay Ağacı Özlü Yüz Yıkama Jeli - La Roche Posay Effaclar Jel yorumum için tıklayabilirsiniz.)

Acaip de uzun ömürlü bir sabun. Google'da ufak bir tarama yaptım, gerçekten bu ürünü kullanıp doğru düzgün yorum yazana rastlamadım. Hep pazarlama linkleri geliyor, ya da merak edenlerin altına pazarlamacılar hemen yorumla atlıyor.

Ben görseldeki sabunu kullandım. Keçi sütlü sabun diye satılıyor. Temeli de kırmızı mantar. Yani bana iyi gelen bu mantar mı keçi sütü mü bilemiycem. Aktarlarda normal keçi sütlü sabun da satılıyormuş. Onu da denemekte fayda var.

Cildimin özellikle T bölgesi çok çok yağlı. Sivilceler de genellikle çene yanı-yanak altı kısımlarda çıkıyordu. Çıkmaya başlayınca da etrafına sıvanıp ürüyorlardı. Söndüğünde de kırmızı izler kalıyordu. Bu sabunla hem izler, hem sivilceler bir daha çıkmamak üzere kayboldu diyebilirim. Tek tük çıkan iddiasız sivilceleri saymazsak.

Köpüğünü yüzde bir 10 dk bekletip yıkamak tavsiye edildi bana. Bir kaç defa denedim. Cildim oldukça kurudu ama kurumaktan beter olmadı. Yani kuruması bir rahatsızlık vermedi, ilave bir nemlendiriciye ihtiyaç duymadım.

İlk kullanmaya başladığımda çok aknem ve izlerim vardı. Kısa bir süre sonra sönüverdiklerini görünce bekletmeli uygulama yapmaya bir daha ihtiyaç duymadım açıkçası. Arada bir yağlanma falan tekrar hortlayınca banyo esnasında bekletmeli uygulama yapıyorum.

Şimdiye kadar bunu yazmaya çok niyetlendim ama tavsiye verirken okuyanları bu anlamsız pazarlama taktikleri ve işe yaramaz ürünler girdabına çekmek istemedim. Ben bu ürün grubundan (çayı, kahvesi, hapı, diş macunu, vs ne ararsan var:)) sadece bu sabundan memnun kaldım. Ama dediğim gibi satış mantığı beni acaip irrite ediyor, sabun bittikten sonra çokça cildim bozulmazsa bir daha temin etmek için bu girdaba girmek istemiyorum.

Size de denk gelirse bilginiz olsun, CIVIL CIVIL PUANI: ARTI İKİ

KUAFÖR OLMANIN ASGARİ ŞARTLARI


Bu yazıyı okuma noktasına gelmiş her kadının eminim kuaförlerle başı derttedir. Hiç bir kuaförde aradığını bulamadığından saçını kendi kesen veya boyayan o kadar çok kadın var ki...

KADIN KUAFÖRÜ OLMANIN ASGARİ ŞARTLARI:

1- Cilt alt tonunu aşağı yukarı kestirebilme ve küllü renkleri, platini, turunculuk içermeyen saç boyaması yapmayı becerebilme:

Hiç unutmam saç altlarına hafif renk verme şeklinde balyajlar yeni moda olmuşken, koyu küllü kahve-kestane rengi saçlarımın uçlarına yer yer bakır rengimsi ışıltılar istediğimde kuaförüm aval aval bakmıştı. Ben saçımın bir tutamını elime alıp, krepe yapmıştım ve krepeden artan uçlara bakır rengi sürüp paketleyeceksin demiştim. Benden öğreniyor olması zaten fahiş hata da... Akıllı kuaför arkadaş, krepeden artan saçları değil, krepelenmiş yani yumak yumak olmuş kısımlara da boya sürüvermişti. Ayrıca boya kartelasında renklere karıştırmak için ana cart renkler vardır ya, hani cart bir portakal rengi, cart bir gümüş rengi, cart bir mavi... İşte o krepeleri yumaklarıyla beraber cart portakal rengine boyamıştı. Bildiğimiz portakalın kabuğuyla saçımın yarısı aynı renkteydi. Krepelerden artanları değil de yumağın tamamını boyadığı için saçımın kulaktan aşağı tamamı portakal rengi olmuştu. İlginç bir şahsiyetti. Bir daha gitmedim tabii ki...

Bir de platin sarı dedikçe, altın sarı boyarlar. Altın sarıyı yani turunculuğu bir kere saça verince küllü tona dönmek pek de mümkün olmuyor. Platinin ve küllü (ash) kahvelerin saçın eski alttaki boyası nispetinde yeşerme riski var. Sanırım bu riski göze alamıyorlar. Ya da "bak bu yeşerecek, kısa aralıklarla boyamamız lazım, renk oturana kadar" dediğinde paragöz görünmekten korkuyorlar.

"Sana yakışmaz" dediklerinde de bir profesyonelin sözüne güvenmek istiyorum. Bana çünkü sen sıcak renklisin dediklerinde hiç inandırıcı olmuyor, zira ben sıcak alt ten tonuna sahip değilim.

2- Ustura ve katlı kesim hususunda kadınların ne düşündüğünü bilme ya da öğrenmeye hevesi olma:

Önden kısa arkadan uzun görünen, v biçimli saçı severek kullanan vardır elbette ama bu kesimden hoşlanmayan o kadar çok kadın var ki, "saçıma biraz kat ver" diyen her bayana ustura ile v modeli yapmaya başlamadan önce kendilerini farklı saç kesim tarzları konusunda eğitmeleri, aksi takdirde "ustura ile inceltilmiş bir saç kesimi ile mutlu olan ince telli, hacimsiz, düz saçlılar" diye bir müşteri grubu icat edilene kadar piyasadan çekilmeleri gerekiyor. Aşırı kabarık, kıvırcık ve kontrol altına almanın çok zor olduğu saçlar dışında ustura kullanmak yasaklansa hiç de abes olmaz.

Her kesim zamanında eline ustura alan bir diğer akıllı kuaförüm saçımı keserken, manikür yaptırayım dediydim. Çok hafif kes, maksat şekli düzelsin demiştim. Zaten o zamana kadar ustura sevmediğimi, katlı kesim istemediğimi de defalarca söylemiş ve önceki kesimlerine de hep müdahale etmiştim. Manikür yaptırırken aynaya dönük değildim. Saçıma ne yaptığını görmüyordum ama “artık eşek değildir ya yüzüncü söyleyişim” şeklinde bir gönül rahatlığım vardı. Tahmin edin aynaya döndüğümde neyle karşılaştım? Bir daha ona da gitmedim tabii ki…

3- Piyasada moda renkleri, trendleri ve gündemdeki ünlülerin saç renklerini ve kesimlerini bilme: Ajda Pekkan'ın son saç rengi, x klibindeki saç kesimi, vs... Çok zor değil halbuki. Bütün kuaförlerde televizyon var. Bütün gün Kral TV izleyecekler topu topu. Müşteri gelip misal ünlü y kişisinin kahvesinden istiyor, o bildiği kahveyi basıyor. Trend renkleri isteyen olmazsa diye tedarikçiden sipariş etmiyorlar herhalde diye düşünüyorum. Çünkü istediğim rengi makul gerekçe olmadan boyamamakta direnen kuaförlerden hiç o renge ilişkin gerekli boyanın ellerinde olmadığını söyleyene rastlamadım. Ben kadın olarak, renk sildirme, gümüş cila, ombre saç, iki fazlı fön suyunu bilirim de sen eyyy kadın kuaförü bunları nasıl bilmezsin.

Bir de buradan naçizene tavsiyem kuaförlere: Size gelip saçlarını bugüne kadar birden fazla renge boyatmış müşterileriniz var ya, sizden daha çok şey biliyorlar. Beyaz kapatmaya ve saç fönletmeye gelenlerle rızkınızı çıkarıyor olmanız, kendinizi geliştirmenize engel olmasın. Pinterest’i takip etmenizi öneririm.

27 Mart 2015 Cuma

CIVIL CIVIL MUTFAK KAVANOZLARI:)

Valla ben yaptım diye demiyorum ama bunlar hakikaten süper oldu :)

Önce ilk halleriyle tanışalım:



Kavanoz dedim ama kova desem daha anlamlı olacak sanki, zira büyükçeler :) Bunlar galvaniz olduğundan boya tutar mı diye şüphelerim vardı ama bu halleri de cıvıl cıvıl yeni mutfağıma uymuyordu. Enamel boya ile şansımı denemeye karar verdim. 



















Elimde çok çeşitli enamel boya rengi yoktu ama olanlar da gayet cıvıl cıvıldı. Birini pembe, birini yeşil enamelle pıt pıtlayarak 2 kat boyadım. Sonra da üst sağ resimde görünen peçete desenini peçete tutkalıyla ön yüzlerine yapıştırdım. Sonuç aşağıda...




KANVAS PANEL ÜZERİNE KARIŞIK TEKNİK DUVAR PANOSU

Cıvıl cıvıl bir merhaba daha...

Kanvas panel olarak satılan bu nesne aslında bildiğimiz kanvas tuvallerin çerçevesiz halinden ibaret. 

Ben internetten bulduğum ve renkli çıktısını aldığım bir görseli önce etrafından şekilli makasla kestim. Sonra da dekupaj tutkalıyla yapıştırdım. Tutkalla üzerinden bolca gelgit yaparak canvas dokusunun az da olsa resime geçmesini sağladım. 


Baktım çok çiğ duruyor. Bej rengi akrilik boyaya yer yer sarı yer yer kahverengi ekleyerek pıtpıtlayarak hafifçe de resme taşacak şekilde etrafından boyadım. 




Bu boyama işleminin de tuvalle resim arasında istediğim geçişi sağlamaması nedeniyle, resim etrafına pamuk dantelden çerçeve yaptım. Sonra da üstteki fotoğrafta görülen peçetemin gülünün resmin içindeki gülle tıpatıp denecek kadar uyumlu olduğunu anlayınca, doğaçlama aşağıdaki pano oluşuverdi. 


Bunu duvara asmak için bir kurdelenin güzel duracağını düşündüm. Ve inanmayacaksınız ama Gutermann ile arkadan kurdele yapıştırıp çiviye astım. Harbi sağlam yapıştırıcı. 






BİR YALI PEMBE-KİVİ YEŞİLİ KUTU DAHA

Bugün hastalıktan dolayı işe gidemeyince nicedir yazması aklımda, fotoları telefonumda olan postları bir çırpıda yayınlamaya niyetlendim.

Yeni hobi köşem için yaptığım bir kivi yeşili-yalı pembe kombinasyonu kutumu daha sizlerle paylaşmak istiyorum.

Bu kutu yaklaşık 15 senedir benimle. Bir arkadaşımın hediyesiydi. Çok badireler atlattı, çok amaçlara hizmet etti. En sonunda dönüşüme uğradı.

Bir güzel zımparaladım onu, hafifçe sünger zımparayla. Gövdeyi kivi yeşiline 3 kat boyadım. Hasır gibi bağ yerlerini de yalı pembeye boyadım. Taşmalar oldu tabiki, ama şansıma 2 renk de birbirini  iyi kapatıyordu. Gittikçe incelttiğim fırçalarla taşmaları tekrar tekrar toparladım.

En son da peçete desenleri yapıştırdım.

Şimdi de beğenilerinize sunuyorum.

Diğer yalı pembe-kivi yeşili kutularım da burada.







YALI PEMBE - KİVİ YEŞİLİ KUTULARIM

Yeni hobi köşemin duvar raflarında hem ıvır zıvır depolasın hem de cıvıl cıvıl görünsün diye eldeki kutuları dönüştürdüm.

Kivi yeşili ve yalı pembe rengi akrilik boyalarım vardı. Sadece renklerine vurulup almıştım da kullanmak kısmet olmamıştı. Deichmann ayakkabı kutusu vardı, bir baktım ki o da aynı yeşildi. Dantel bantlarım vardı, bir baktım ki renkleri çok uyumlu olacak. Hemen kolları sıvadım.



Önce ayakkabı kutusunu marka kısmı kapanacak kadar pıt pıtlayarak boyadım. 


Sonra da kendinden yapışkanlı pembe dantel bantımı çevresine geçirdim. 

Gelelim yalı pembe kutuya....


Sığ ve geniş, kapak kısmı mıknatıslı kapamalı bir kutum vardı. Bu aslında bir bankanın vip müşterilerine verdiği yeni yıl ajandası, takvim, vs lerin sunulduğu oldukça sert ve kalın kartondan yapılmış bir kutuydu. Aile büyüklerinden çeşitli çalışmalarımda kullanabileceğimi düşenerek topladığım el yapımı dantellerimi muhafaza etmek için iyi bir alternatif olduğunu düşündüm ve yalı pembeyle 2-3 kat pıt pıtlayarak boyadım. 

Çok daha değişik şekillerde, özellikle kapak üstü için muazzam kombinasyonlarla süslenip evin baş tacı edilebilecek cinsten bir kutuydu aslında. Ama ben rafta üst üste dursunlar istediğimden üzerini sadece boyadım. 



Yeşil dantel bantı da kapağın alt ön tarafına yapıştırdım. 

Bu arada üstteki yeşil ayakkabı kutusuna yalı pembe ile puanlar yapmak istedim. Ama sonucunu beğenmedim. Yine kivi yeşili tonlarında kumaş bantım varmış, onunla üstünü tekrar kapladım. Bir de renkleri uyumlu washi buldum, en altına da ondan geçtim. 

Kabartmalı kuş etiketlerimi de yapıştırınca çok içime sindi. Çok basit ve cıvıl cıvıl oldu.


Cıvıl cıvıl kalmanız dileğiyle...


PEÇETE DEKUPAJI VE DANTELLE METAL KUTU DÖNÜŞÜMÜ

Çok zevkle yaptığım bir çalışma oldu ...

Çok sevdiğim bir arkadaşımın ricası üzerine, bana verdiği büyük metal kutunun dönüşümünü, çocuk odasında da kullanılabilecek nitelikle cıvıl cıvıl tasarlamaya çalıştım. 



Önce kutuyu beyaz akrilik boya ile 3 kat sünger fırçayla pıt pıtlayarak boyadım. Resimde görülen peçetelerden desenler kesip kapak üzerine kendimce bir kombinasyon yarattım. 


Kutunun yan tarafları için de evdeki bir mavi dantelin çok uygun olacağını düşündüm ve danteli çepeçevre porselenleştirme medyumu ile yapıştırdım. Amacım hem kumaş görüntüsü yerine daha sert ve dayananıklı bir görüntü yaratmak hem de dantelin zamanla kir tutmasına karşı direnmekti. Porselenleştirme medyumu yerine dekupaj tutkalı ile de yapılabilir. Ama ben dekupaj tutkalına göre daha sert porselenimsi bir görüntü arzuladım. Tamamen kuruduktan sonra da kutunun tamamına mat sprey vernik sıktım.




Atmaya kıyılamayan metal ürün kutuları için sergilik bir fikir...

Hobinizle kalın...


ÇUVALLA DEFTER KAPLAMA ve PEÇETE DEKUPAJ

Çuvala peçete dekupajı...

Bir de defter kaplamayı denedim çuvalla, ki Gutermann sağolsun, çok güzel sonuç aldım.

Gutermann kumaş yapıştırıcısı marifetiyle, bildiğimiz usulle, yani kağıtla kaplar gibi defter kapladım. İçe kıvırdığım yerlerini gutermannla yapıştırdım. Üzerine de bir peçete desenini kumaş için peçete tutkalıyla yapıştırdım. 



Solda tutkalın henüz kurumadan ki hali görünüyor. Sağda da tamamen kuruduktan sonraki hali... Birkaç aydır kullanıyorum. Çuvalda atma falan olmadı. Tavsiyem her zamanki gibi Gutermann çünkü çok süper tutuyor, çok sağlam sonuç veriyor. 

Ancak peçete çok ince bir şey olduğundan, açık renkli kısımlarda çuval attan rengini verir. Açık krem rengi çuvala her tür peçete gidiyor da, çuvalın rengi koyulaştıkça peçete desenini de koyusundan seçmek gerekiyor. 

Hobinizle kalın...



YENİ HOBİ KÖŞEM - MY NEW CRAFT STATION

Yeniden merhaba...

Bu aralar "craft room" oluşturma hevesimin tatmini ile meşguldüm. 
Washi'lerim, boyalarım, kağıt-karton ıvır zıvırlarım, çuvallarım, keçelerim, dantellerim, kurdelelerim, sırasını bekleyen boş kutu-kavanozlarım, incik boncuklarım, fırçalarım, makaslarım, .... 

Evde misafir, ütü-çamaşır ve depolama alanı olarak kullandığım, toplama mobilyalardan oluşmuş ve nedendir bilinmez "oturma odası" diye tabir edilen odamızda; sadece mobilya kulpu, 2 masif duvar rafı, 2 uzun çıta ve mantar pano masrafıyla bir "craft station" yaratmaya çalıştım.

Eskiden banyoda kullandığım emektar beyaz dolabın demode metal kulplarını, İkea'dan aldığım ucuz plastik siyah kulplarla değiştirdim. Bauhaus'tan aldığım masif çam rafları da yine eskiden kalma siyah metal duvar destekleriyle duvara astım.

Evet ben astım. Tadilat-tamirat işleri merakımdan edindiğim darbeli matkapla bizzat kendim deldim, dubelledim ve çiviledim. Tabii ki bir usta gibi profesyonel iş çıkaramadım. Bir avuç dubel çöplük oldu. Rafları taktıktan sonra açıkta kalan bir kaç luzümsuz derin duvar deliği acemice bana sırıtıyordu. Ben de o delikleri tamir macunu ile kapattım ve duvar rengine uygun olarak kendi akrilik boyalarımdan bir karışım hazırlayıp üzerlerini rötuşladım. Raf altlarına da bildiğimiz basit duvar askıları yapıştırıp iki askı arasına  yine Bauhaus'tan aldığım çıtaları koydum. Böylece washi bantlarımın hep gözümün önünde olmasını sağladım.

Washi bantları sergilemek adına kullandığım askı-çıta yönteminde çıtaların fazlaca esneyebildiğini gördüm. Şimdilik görüntüden memnunum ama biraz daha ağırlık olsa askılardan aşağı düşecek kadar esneyebiliyor. O yüzden çıta yerine yine aynı boyutlarda olan perde çubuklarının kullanılmasının daha uygun olacağı kanaatindeyim.
  
Duvar raflarının üstüne de plastik dantel sepet, kutu ve saksılardan bir kompozisyon yapmaya çalıştım.

Kardeşimden devşirdiğim eski beyaz İkea çalışma masası da tam istediğim gibi bir görüntü sağladı.

Bu işlerle uğraşmaya hevesim çok olsa da iş hayatı, çocuk, koca, yorgunluk derken bir bakıyorum ki haftalar geçivermiş. Bir emekli olsaydım hayırlısıyla....


Yeni hobi köşem için aklımda daha çok detay çalışma var. Yaptıkça paylaşacağım.



Bir hobi köşesi oluşturmak için fikir arayışındakilere yardımcı olmak umuduyla hobinizle kalın....

Dört direkli washi standı için buraya.


WASHI BANTLARIMA STAND


Yeni hobi köşem (my craft room) için tasarladığım "WASHI STAND" ımı nasıl yaptım?

Mutfaktaki ahşap kesme tahtam, kenarlarından ayrılmıştı. Ben de ayrılan kenar parçasını, o zamanlar ahşap boyama işine yeni başlamanın acemiliğini çıkarmak ve POLİSAN Home Cosmetics su bazlı ahşap boyasını denemiş olmak için beyaza boyamıştım. Ama aylardır bir küçük beyaz tahta parçası olarak elimde duruyordu.

Bir de oğlanın kumaş büyükçe bir oyuncak sepetinin dört kenarına dik dursunlar diye kumaş içinden geçirilmiş metal çubuklar vardı. Kenarlardan fırlamaya başlayan bu çubukları tehlike arzettiğinden çıkarıp, bir gün lazım olurlar diye saklıyordum. Hobi köşemle uğraşırken bu çubukları bu tahtaya çakarak bir "washi tape stand" oluşturma fikrim geldi. Darbeli matkabımın uygun ucuyla 4 delik delip, çubukları bu deliklere çaktım.

Sonuç fotoğraflarda...



26 Mart 2015 Perşembe

WASHI BANT KOLLEKSİYONUM

Merhabalar...

Bugün sizleri blogumda nispeten fazlaca yer edinen güzide WASHI TAPE (KAĞIT BANT) koleksiyonumla tanıştıracağım. Daha önceki postlarımda da belirttiğim gibi, acil hobisi gelenlere, mobilya-duvar gibi evin asli unsurlarında az bütçe ile tatlı dekoratif dokunuşlar yaratmak isteyenlere, çocuklarla eğlenceli saatler geçirmek için bir alternatif arayışındakilere, vs vs ilaç gibi gelecek bu bantlarımı çok seviyorum. Temin ettiğim adresler şimdilik İbeking.com, D&R, Tchibo ve İkea. Çok tatlılar değil mi :)


WASHİ BANTLARLA NELER YAPILIR? (DEFTER - KİTAP KAPLAMA)

Merhabalar herkese...

Yine washi:)

Çok kullanışlı ve acil hobisi gelenlere kısa yoldan doyum sağlayan bu kağıt bantları çok seviyorum. Bazen hiç kullanmasam da varlıkları bana mutluluk veriyor:)

Bu da basitçe bir defter kaplama çalışması.

Washi bantların duvar, mobilya, kağıt, paketleme, süsleme gibi pek çok alanda çok kolay bir dönüşüm sağladığı gerçek. Ancak kalıcılığı tartışılır. Zira kağıttan bir bant. Ayrıca pek çoğunun yapısı maskeleme bandı dediğimiz beyaz kağıt bantlarla aynı olduğundan, bir transparanlık söz konusu. Örneğin kapladığım defterde LOVE yazılı kısımda bir bankanın logosu vardı. Bende bunu kapatmak için önce altını siyah keçeli kalemle boyadım.






Büyük kırtasiyelerden birinde bulduğum aşağıdaki renkli bantların ise yapısı oldukça kalın. Alt yüzeyi hiç belli etmiyor. Ancak piyasada bu tür bantların washiler gibi çok fazla çeşidi yok. Kütüphanenizde sıralı kitaplara "Hımmm...Ne okuyormuş acaba?" diye meraklanıp içten içe hayatınız hakkında bir çıkarım yapmak isteyen zararlıların merakını kursaklarında bırakmak için birebir.  


2 Mart 2015 Pazartesi

MAC GÖZ ALTI KAPATICISI (STUDIO FINISH CONCEALER) - EKSİ İKİ

"Biraz da yeresim geldi" konseptli yeni düşüncelerimle merhaba...
 
MAC, hepimizin bildiği, çoğumuzun sıklıkla tercih ettiği veya tercih etmeye özendiği profesyonel makyaj ürünü iddiasında bir marka. Ancak ben biraz şişirilmiş olduğunu düşünüyorum. Göz kalemini, far bazı olarak kullandığım paint pot'larını ve fırçalarını saymazsak (ki bunlar makyajın en asli unsurlarıdır.) özenip aldığım bir kaç ürününü maalesef yedeklerime bile giremeden çöple buluşturdum.
 
Fotoğraftaki bu MAC STUDIO FINISH  kapatıcı ise, öncelikle çok zor bir ürün. Yapısı aşırı kalın ve sert. Sırf bunu hakkıyla kullanabilmek için yine MAC'in ürünün kendinden daha pahalı olan fırçasını da almıştım. Ancak fırçayla kullanımda bile çok zorlandım. Bu kadar zor kullanım beraberinde gün içinde çizgilerin arasında birikmeyi getiriyor tabii ki. "Altına mutlaka nemlendirici sürün, sürmezseniz olmaz tabi." diyor MAC'in makyaj artistleri (!) ama ben elbette ki nemlendirici sürerek yaptığım uygulamaları aktarıyorum size.
 

Daha iyisini bulabilme umuduyla yedeklerime çektiğim Loreal Touche Magic fırçalı kapatıcı ve Max Factor stick kapatıcıyı bir gün dayanamayıp; bir gözüme bunlar, diğer gözüme MAC sürerek denemiştim. Ve baktım ki hem kapatıcılıkta hiç fark yok, hem de onlar göz altımda birikme yapmadı, MAC yaptı. Ben niye bunu sürmek için bu kadar çile çekiyorum ki o zaman demiştim.
 
MAC'in başka yapıda kapatıcıları da var. Bana kendilerince bana uygun görülüp tavsiye edileni budur. Belki diğerleri güzeldir. Ayrıca gözaltı dışında, sivilce vs gibi sorunlu yerlerde kapatıcılık sağlamak için elbetteki güzel bir ürün. Ancak far bazı olarak kullandığım MAC Paint Pot'un painterly rengi, ton olarak az koyu gelse de, üzerinden pudra geçince kusur kapatmada gayet başarılı.    
 
Gerçekten çok şans verdim bu ürüne. Benim için MAC'in marka değerini bitiren üründür. Özetle, HİÇ SEVMEDİM.:) Bu aralar göz altı kapatıcısında daha iyisini bulana kadar Loreal ile mutluyum.
 
MAC STUDIO FINISH CONCEALER  CIVIL CIVIL PUANI: EKSİ İKİ
 

28 Ocak 2015 Çarşamba

LA PRAIRIE CELLULAR TREATMENT FOUNDATION • POWDER FINISH (PUDRA)- ARTI İKİ

Bir son nokta ürün ile tekrar merhaba....

Yaklaşık 4-5 yıl önce, büyük kozmetik shoplardan birinde amaçsızca dolaşmanın hazin sonu olarak bir sabah gözümü açtığımda kendimi bu oldukça pahalı pudrayı almış olarak buldum.  Bu meşhur dükkanların ukala güzellik uzmanlarınca dayatılan pahalı ürünlerden hiç bir zaman memnun kalmamış biri olarak, tabii ki büyük bir önyargıyla kullanmaya başladım. Ama bu sefer müdavimi oldum. Kısa bir araştırma sonucu çoğu ünlünün de pudra olarak bu ürünü tercih ettiğini, yorum yapanların da benimle aynı fikirde olduğunu gördüm. Şu anda 200 TL gibi bir fiyatı var, ama helal olsun :)  Bence imkanlarını zorlayabilecekler için paraya kıyıp alınabilecek yegane üründür.

Aslında fondoten diye satılıyor. Adında da pudra bitişli fondoten diyor. Ama bildiğimiz pudra. Islak ya da kuru olarak kullanılabiliyor ve fondöten ihtiyacını ortadan kaldırıyor. Bir dolu makyaj malzemem var ancak bu ürün sayesinde hiç fondötenim yok. Akmıyor, toplanmıyor, kendini bırakmıyor, kapatıyor, ton süper... Gece makyajında bile sadece bunu kullanıyorum. Daha ne diyeyim. Gerçekten kalitenin dibi yani :) Cameo rengi bana uyan bu ürünü şiddetle tavsiye ederim.




LA PRAIRIE  CELLULAR TREATMENT FOUNDATION CIVIL CIVIL PUANI: ARTI İKİ

26 Ocak 2015 Pazartesi

BİODERMA SENSIBIO H2O Misel Solüsyon (Makyaj Temizleyici) - ARTI İKİ

İşte efsane makyaj temizleyici yorumumla yeniden merhaba...

Özellikle göz makyajı temizliğinde devrim yaratan, bana diğer markaların artık göz makyajı temizleyicisi piyasasından çekilmesi gerektiğini düşündürten (düşündürtmek: güzel bir fiil çekim hali:) ) bir ürün. İnsanlığın göz makyajı temizleyicisinde ulaşabileceği son nokta yani. Seviyorum kendisini :)


Kıvamı aynı su. Kalıntı, yağlı his, yanma, iritasyon, vs hiç bir sıkıntısı yok. Sadece göz için değil, tüm yüz için kullanılabilir. Hatta tonik niyetine de kullanılabilir. Fiyatı da makul düzeyde. Suya dayanaklı makyaj ürünleri için iddiası yok ama yine de bu konuda da diğerlerine göre başarılı bence. "Waterproof" ürünleri de hiç sevmediğimden ve hiç kullanmadığımdan, hiç de umurumda değil :)

Fazla söze gerek yok. CIVIL CIVIL PUANI: ARTI İKİ

11 Ocak 2015 Pazar

AKNE İZLERİ İÇİN BURT'S BEES PİŞİK KREMİ - ARTI BİR

Bir süre önce Pinterest'te çinko içeriği dolayısıyla pişik kremlerinin akne izleriyle mücadelede kullanıldığına ilişkin pinlere denk gelmiştim. 

Bu çetin savaşta en iyi olduğu iddia edilen pişik kremi BURT'S BEES BABY BEE BEBEK PİŞİK KREMİ'nden bir tane edindim. İnternet sitesinden araştırdığımda kullanım alanları arasında yağlı cilt problemlerine de yer verildiğini gördüm. (Detaylı bilgi için bakınız.) Kremin çok doygun bir yapısı olduğundan yüzde dağılması pek kolay olmuyor ve beyaz bir tabaka halinde ciltte kalıyor. Ancak akne etrafındaki kızarıklıklara gerçekten iyi geliyor. Tüm yüzden ziyade lokal olarak akne izneleri bulunan yerlerde birdenbire mucize yaratmasa da gözle görülür iyileştirme etkisi var. 








BURT'S BEES BABY BEE DIAPER OINTMENT (BEBEK PİŞİK KREMİ) CIVIL CIVIL PUANI: ARTI BİR.



8 Ocak 2015 Perşembe

AKNE İÇİN YÜZ TEMİZLİĞİNDE LA ROCHE POSAY EFFACLAR - BODY SHOP ÇAY AĞACI ÖZLÜ SERİ - ARTI İKİ

Yeniden merhabalar...

Bu aralar bir süredir akne belasından muzdarip idim. THE BODY SHOP ÇAY AĞACI ÖZLÜ YÜZ TEMİZLEME KÖPÜĞÜNÜ eskiden uzunca bir süre kullanmıştım. Aslında kendisiyle bir derdim yoktu. Ama gerek alışverişlerde muhattap olunan çok bilmiş güzellik uzmanı satıcılar gerekse reklam ayaklı haberler vs'nin baskısı ile daha dermokozmetik cinsinden kaliteli ürünlere yönelme hevesim baş göstermişti. Ben de biraz araştırdıktan sonra LA ROCHE POSAY EFFACLAR JEL kullanmaya başlamıştım.

EFFACLAR'ın ileri düzey yağlı ciltler için uygun olduğunu söyleyebilirim. Ki ben de onlardan biriyim. Kullanmaya başladığımda dudak kenarlarımı ve yanak üstlerini inanılmaz derecede kuruttu. Hatta birkaç hafta Bepanthene ile destek yapmıştım. Alıştıktan sonra fiyatı da makul olan bu ürünü, doktorlarca reçete edildiğine de güvenerek, mucize yaratmasa da (mucizeyi zaten tek başına bir yüz temizleme ürününden de beklemiyordum.) cildimi dinginleştirdiği için 2 yılı aşkın süredir kullanıyordum.







Ama bir aydır, birdenbire nükseden yeni nesil aknelerimle ve onların artış hızıyla hiç bir şekilde başedemedim. Denemelerim sırasında daha önce kampanyaya denk getirip aldığım THE BODY SHOP ÇAY AĞACI ÖZLÜ RENKLİ BB KREM'e gitti elim. Amacım da makyajla akne kapatmak için yağlandırmayan bir zemin oluşturmaktı. Ertesi sabah aknelerimin söndüğünü gördüm. İçleri sanki kendiliğinden boşalmıştı ve sadece izleri kalmıştı. Bir aydır çektiğim çilenin ilacı bu serideydi demek. Ben de hemen eski dostum THE BODY SHOP ÇAY AĞACI ÖZLÜ YÜZ TEMİZLEME KÖPÜĞÜnden aldım. Bir kaç gün içinde hem yeni akne oluşumunu kesti, hem de mevcutları neredeyse tamamen söndürdü. Kalan izleriyle savaşımda da yeni bir ürün keşfettim. Onu da burada anlattım.





Neticede yüz temizleme ürünlerinde çok uzun süreler aynı ürüne devam etmek sanırım cildin alışıp artık tepki vermemesine neden oluyor. O ürünü kullanmanıza sebep olan sorun yeniden gündeme gelince, alternatife geçmek gerekiyor.

Dolayısıyla bu iki ürünün dönüşümlü kullanılması şartıyla CIVIL CIVIL PUANI: ARTI İKİ